We are Online Market of organic fruits, vegetables, juices and dried fruits. Visit site for a complete list of exclusive we are stocking.

Contact us

Doğal ve Yapay Tatlandırıcılar

Doğal ve Yapay Tatlandırıcılar

TATLANDIRICILAR

Şeker tüketiminin kilo almada etkili olduğu ve kronik hastalık riskini artırdığı bilinmektedir. Bu durum sebebiyle şeker tüketiminin yerine alternatif ürün arayışına girilmiştir. Şeker yerine geçebilecek tatlandırıcılar keşfedilmiştir ve üretilmiştir. Doğal tatlandırıcılar ve yapay tatlandırıcılar olarak ikiye ayrılıyor.

YAPAY TATLANDIRICILAR

Yapay tatlandırıcılar, şeker yerine tüketilen, yiyecek veya içeceklere tatlı tadını verilmesi için kullanılan kimyasal ürünlerdir. Çoğu ürünün kalori değeri yoktur. Bazı tatlandırıcıların içerisinde kalori bulunmaktadır ancak miktarı çok küçük olduğundan kalorili olarak değerlendirilmezler. Tatlandırıcılar normal bir şekerden daha fazla tatlı içeriğine sahip olmaktadır.

Aşağıda bulunan tabloda Gıda ve İlaç Dairesi’nin onayladığı 5 yapay tatlandırıcı bulunmaktadır.

YAPAY TATLANDIRICILAR  ŞEKERE GÖRE TATLILIK ORANLARI
Asesülfam- K 200x
Aspartam 180x
Neotam 7000x
Sakkarin 300x
Sükraloz 600x

 

Tatlandırıcılar ve Şeker Tadı Algısı

Dilin üzeri tat tomurcukları ile doludur. Tat tomurcukları, farklı tatların alınmasını sağlayan reseptörlerden oluşmuştur. Şeker molekülü, tatlılık reseptörleri ile uyum sağlayarak tatlı tadının algılanması sağlamaktadır. Yapay tatlandırıcı molekülleri tatlılık reseptörlerine uyan şeker moleküllerine benzerdir. Ve böylece tatlı tadı algılanmış olmaktadır.

Tatlandırıcı kullanımı ve kilo yönetimi arasındaki ilişki tam olarak netlik kazanmamıştır. Yapılan bazı çalışmalara göre, tatlandırıcı kullanarak üretilmiş yiyeceklerin tüketilmesi ile tatlı tadının hissedilmesi ancak normal durumdan farklı olarak hiçbir enerji gelmemesi sebebiyle beynin hala acıkmış hissetmesine yol açacağını gözlemlemiştir. Yapılan başka çalışmalara göre de, yapay tatlandırıcı ile üretilen gıdaların tüketimi ile daha az kalorinin tüketildiğini ve kilo kaybı oluştuğunu gözlemlemiştir. Yapılan birkaç deneysel araştırmalara göre, yüksek kalorili gıda ve içeceklerin yapay tatlandırıcı içerenlerle değiştirilmesi sonucunda kilo kaybı üzerinde herhangi anlamlı bir sonuç elde edilememiştir.

MİKROBİYOTA VE TATLANDIRICILARIN KULLANIMI

Yapay tatlandırıcıların mikrobiyota ile etkileşime girdiği düşünülmektedir. Bağırsak mikrobiyotasındaki bozulma obezite ve insülin direncinin gelişmesine sebebiyet verebilmektedir. Sakkarin, sükrolaz ve aspartam üzerinden yapılan bir çalışmada, mikrobiyatanın hasara uğrayıp bozuk glukoz intoleransına yol açabileceğini gözlemlemiştir. Yapılan başka bir çalışma asesülfam-K, sakkarin ve aspartam yapay tatlandırıcılarını fareler üzerinde incelemiştir. Çalışmanın sonucunda, bakteri sayılarının ve tiplerinin değiştiğini, yararlı bakterilerden azalmaların olduğunu gözlemlemişlerdir. Bununla birlikte, insanlarda olan etkileri kişiden kişiye değişiklik gösterebileceği gibi daha fazla çalışmaya ihtiyaç duyulmaktadır.

DİYABET VE TATLANDIRICILAR

Diyabetli bireylerin yapay tatlandırıcı ile üretilen gıda kullanımında kan şekerleri üzerinde herhangi olumsuz bir etkisi gözlemlenmemiştir. Diyabetli bireyler için güvenilir ürün olarak nitelendirilebilir. Ancak uzun süreli yapay tatlandırıcı kullanımlarının tip 2 diyabet riskini artırdığını gösteren gözlemsel çalışmalar mevcuttur.

Bir çalışmaya göre, yapay tatlandırıcı kullanarak üretilmiş soda içen bireylerin diyabet gelişme riskinin %6-12 oranın artabileceğini göstermektedir.

KALP HASTALIĞI VE TATLANDIRICILAR

Yapay tatlandırıcıların tüketimi, kalp krizi dahil olmak üzere birçok kalp hastalığı riski faktörlerini artırdığı yönünde çalışmalar vardır. Yapılan bir gözlemsel çalışmada, günde bir kez yapay tatlandırıcılı ürün tüketen bireylerin tüketmeyen bireylere göre kalp krizi riskinin 3 kat arttığı yönünde gözlemlenmiştir. Ancak gözlemsel bir çalışma olduğu için risk faktörü olarak direk yapay tatlandırıcılar gösterilemez. Ek olarak, katılımcıların diğer risk faktörleri incelendiğinde anlamlı bir sonuç olmadığını gözlemlemişlerdir. Kalp hastalıkları ve yapay tatlandırıcılar arasındaki ilişkiye yönelik çok az çalışma olup çalışmalara ihtiyaç duyulmaktadır.

KANSER VE TATLANDIRICILAR

1970’lerde yapılan hayvan çalışmalarında, aşırı miktarda sakarin kullanımın farelerde mesane kanser riskini artırdığı gözlemlenmiş. O zamandan beri insanlarda yapılan 30’dan fazla çalışmada, yapay tatlandırıcılarla kanser geliştirme riski arasında hiçbir bağlantı bulunamamıştır. Daha sonra yapılan 9.000 bireyin gözlemlendiği çalışmada da kanser riskini artırıcı etkisi gözlemlenmemiştir. Araştırmaların diğer faktörleri incelendiğinde de çeşitli kanser türlerini geliştirme riski açısından bir bağlantı bulunamamıştır.

Genel olarak yapay tatlandırıcıların kısa vadede kullanımın zararlı olmadığı gözlemlenmiştir. Özellikle çok fazla şeker tüketen bireylerde yapay tatlandırıcılı ürün kullanımının kalori kısıtlanmasında yararlı olabileceği düşünülmektedir. Yapay tatlandırıcıların artıları olduğu gibi eksileri de olabilmektedir. Yapay tatlandırıcıları tüketmek kişiye göre değişim gösterilmesi gerekmektedir.

DOĞAL TATLANDIRICILAR

STEVYA

Bilimsel olarak Stevia Rebaudiana olarak bilinen bir Güney Amerika çalısının yapraklarından elde edilen doğal bir tatlandırıcıdır. Stevya tatlandırıcısı, çay şekerine göre 250-300 kat daha fazla tatlıdır. Isı ve pH stabilitesinin yüksek olması, pişirme ve fırın stabilitesinin olması, alkol içerisinde çözünmesi, ağızda metalimsi tadın olmaması gibi özelliklerinin yanında en büyük özelliği doğal elde edilmesidir. Bugün tüm sıcak-soğuk içeceklerde, reçel, komposto, muhallebi vb gibi kaynatılarak pişirilen yiyeceklerde, pasta, kek, kurabiye gibi fırında yüksek ısıda pişirilen tüm unlu gıdaların içerisinde, deniz ürünlerinde, şekerleme sanayinde, bazı sebzelerde, çay şekeri yerine ve suşi, soya sosu, yoğurt gibi birçok gıda üretiminde kullanılmaktadır.

Yapılan bir çalışmada, stevya yapraklarının ve stevyadan elde edilen bir ürünün kuvvetli bir antioksidan özelliği olduğu gözlemlenmiştir. Stevyanın toksikolojisi üzerine yapılan önceki çalışmalarda stevyanın mutajenik olmadığı bildirilmiştir. Ve kanserojenik olabileceği gibi bir bulguya da rastlanmamıştır. Yapılan bir çalışma, günde 250 mg/kg vücut ağırlığı kadarki dozlarda stevya ile beslenen farelerde kandaki maksimum stevya konsantrasyonunun toksik olma ihtimalinin olmadığı gözlemlenmiştir.

Birkaç çalışma, stevyadaki tatlı bileşiklerden biri olan steviosidin yüksek tansiyonu % 6-14 oranında azaltabildiğini göstermektedir.

Stevyanın güvenilebilirliği konusunda daha fazla ihtiyaç vardır. ABD’de resmi bir kuruluş olan Gıda ve İlaç Organizasyonu (FDA),  tarafından gıda katkı maddesi olarak onaylanmamıştır ancak bir gıda maddesinin bileşenlerinden biri olmasının herhangi bir sakınca yaratmayacağı da rapor edilmiştir.

KSİLİTOL

Şekere benzer bir tatlılığa sahip şeker alkolüdür. Mısır veya huş ağacından çıkarılmakta ve birçok sebze ve meyvede bulunmaktadır. Her gramında 2.4 kcal bulunmaktadır. Yaklaşık olarak şekerin üçte ikisini içermektedir. Yapılan çalışmalar, ksilitolün diş sağlığı için faydalı olduğu ve diş çürüklerini azaltığını gözlemlemektedir. Şekersiz ksilitol içeren sakızların çiğnenmesi önerilebilir. Ayrıca fareler üzerinde yapılan bir çalışmada, kemik yoğunluğunu arttırarak osteoporoz riskini azaltabileceği gözlemlenmiştir. Ksilitol kan şekerini veya insülin seviyelerini etkilememektedir. Bununla birlikte, diğer şeker alkollerinde olduğu gibi yüksek dozlarda sindirim yan etkilerine neden olabilmektedir. Diyare yani ishal gibi durumlar ile karşılanabilir.

ERİTRİTOL

Eritritol, bazı meyvelerde doğal olarak bulunabilmektedir. Ancak çoğunluklu olarak endüstriyel ortamlarda üretilmektedir. Her gramda 0.24 kalori bulunmaktadır. Eşit bir şeker miktarındaki kalorinin yaklaşık % 6’sını ve tatlılığın da % 70’ini içermektedir. Yapılan çalışmalar, eritritolün kan şekeri veya insülin düzeylerini artırmadığını ve kolesterol veya trigliserit gibi kan lipidleri üzerinde etkisi olmadığını gözlemlemiştir. Yapılan çalışmalar genel olarak, eritritolün güvenli olduğunu göstermektedir. Ancak diğer şeker alkollerinde olduğu gibi fazla tüketimi sindirim sorunlarına neden olabilmektedir.

YACON ŞURUBU

Güney Amerika’daki Andes’te doğal olarak yetişen yacon bitkisinden hasat edilmektedir. Bağırsakta iyi bakterileri besleyen çözünür lifler olarak işlev gören fruktooligosakkaritlerde miktarı yüksek olarak bulunmaktadır. Yacon şurubu kabızlığa yardımcı olabilmektedir ve yüksek miktarda çözünebilir lif nedeniyle çeşitli faydalara sahiptir. Sindirim sorunlarına neden olabileceğinden çok fazla tüketilmesi tavsiye edilmemektedir.

 

Umarım yazımız sizin için faydalı olmuştur. Merak ettikleriniz ve sormak istedikleriniz için yorum bırakabilirsiniz.